Kümelenme (Cluster) Yaklaşımı ve Yenilikçiliğe Katkısı
Hakkı Eraslan
1. Giriş
Günümüzde henüz kümelenmenin üzerinde uzlaşılmış bir tanımı olmamakla birlikte, kümelenmelerin “bir ürün ya da hizmetin üretilmesi konusunda doğrudan veya dolaylı olarak etkin olan ya da olma potansiyeli olan oyuncuların ortak bir coğrafyada yoğunlaşmaları” etrafında genel bir uzlaşma olduğunu söyleyebiliriz.
Kümelenme yaklaşımı her ne kadar Porter’ın dünya üzeriden değişik vaka analizlerine yer verdiği ve gelişmiş ekonomilerin kümelenmelerinin iş, gelir ve ihracat sağlamanın kaynağı olduğunu söylediği The Competitive Advantage of Nations (1990) kitabı ile meşhur olsada, ilk defa bu konuda Marshall’ın endüstriyel yoğunlaşmalardan bahsettiği bilinmektedir. Marshall (1890) endüstriyel yoğunlaşmaların özellikle işçi bulmada bölgedeki firmların bir avantajı olduğunu söylemektedir.
Porter (1998), kümelenmeyi birbirlerine bağımlı firma ve organizasyonların bölge dışına ihracat yapmaları vasıtasıyla artı değer yaratabildikleri coğrafik yoğunlaşmalar olarak tanımlamaktadır. Avrupa ekolünden olan Roelandt ve Hertog (1998) ise OECD için hazırladıkları çalışmada kümelenmeyi “birbirine güçlüce bağımlı firmaların (özelleşmiş tedarikçiler dahil), bilgi üreten kurumların (üniveristeler, araştırma enstitüleri, mühendislik şirketleri), bağlantı sağlayan kuruluşların (aracılar, danışmanlar) ve müşterilerin değer ekleyen tedarik zinciri şeklinde birbirlerine bağlandıkları ağ olarak ifade etmektedir. Diğer yandan Pyke (2002), kümelenmeleri birbirlerine bağımlı firma guruplarının giyim ürünleri, mobilya gibi benzeri nihayi ürünü üretebilmek için organize oldukları coğrafik birliktelikler olarak görmektedir.
Bu tanımların ışığında kümelenme (cluster), birbirlerine katma değer ekleyen üretim zinciri ile bağlı, karşılıklı bağımlı firmalar (özelleşmiş tedarikçileri de içerir biçimde), bilgi üreten kurumlar (üniversiteler, araştırma kurumları, mühendislik şirketleri), destekleyici kurumlar (acenteler, danışmanlık şirketleri, sivil toplum kuruluşları-STK, bankalar, sigorta şirketleri) ve müşteriler tarafından oluşturulmuş ağ (network) olarak tanımlanabilir. Diğer bir deyiş ile kümelenmeler, belirli bir endüstride birbiri ile ilişkili şirket ve kurumların coğrafî yoğunlaşmaları olarak tanımlanmaktadır (Porter, 1998; Bulu ve Eraslan, 2004).
Kümelenmeler, ilgili endüstriler ile rekabet etmede önemli olan diğer unsurları çevreleyen bir sınır çizer. Örneğin, parça, makine, hizmet gibi özelleşmiş girdi tedarikçileri, özelleşmiş altyapı sağlayıcıları kümelenmenin üyeleridir. Kümelenmeler, diğer yandan, dağıtım kanallarını ve müşterileri kapsayacak şekilde genişler ve daha sonra da tamamlayıcı ürün üreticileri ile beceri, teknoloji ya da genel girdileri sağlayan endüstrilerdeki şirketleri kapsar. Son olarak kümelenmeler, kamu kuruluşları ile üniversiteler, standart belirleyici kurumlar, STK’lar, mesleki eğitim kurumları ve özelleşmiş eğitim ve öğretim, bilgi, araştırma ve teknik destek sağlayan ticari birlikler gibi diğer kurumları da içerir.
Kümelenmeler, derinliklerine ve özelliklerine göre faklılıklar gösterirler, ancak, çoğunluğu son ürün ve hizmet üreticilerini, özelleşmiş girdi, parça, makina ve servis sağlayıcılarını, finansman kuruluşlarını ve ilgili kuruluşları da içermektedir. Sıklıkla müşterileri, tamamlayıcı ürün üreticilerini, özelleşmiş alt yapı sağlayıcılarını, eğitim, bilgi, araştırma ve teknik destek sağlayıcı kamu kurumlarını ya da diğer enstitüleri ve standart koyucu acenteleri içerir. Son aşamada ise kümelenmeler, ticari birliktelikleri ve kümelenme üyelerini destekleyecek diğer özel sektör birlikteliklerini içine almaktadır (Porter, 1990, 1998).
Kümelenmeler rekabeti üç ana yoldan etkilemektedirler
- Kümelenme içinde kurulmuş olan işletmelerin üretkenliğini artırarak,
- Gelecekte verimliliği yükseltecek ve yeni ürünlerin oluşmasını sağlayacak yenilikçiliği yönlendirerek,
- Kümelenmenin kendisini genişleten ve güçlendiren yeni iş alanlarının ortaya çıkmasını teşvik ederek.
Yani kümelenmeler, kümelenmeye dahil olan işletmelere, kendi esnekliklerinden feragat etmeden, büyük ölçekli ya da diğer işletmelerle resmi bağlantılara sahip işletmeler gibi fayda elde etmelerini sağlar. Bir kümelenmenin üyesi olmak, girdilere sahip olmada; bilgiye, teknolojiye ve gerekli kurumlara erişmede; ilişkili şirketleri koordine etmede ve gelişimi ölçmede ve teşvik etmede oyuncuların daha etkin ve verimli olmalarını sağlamaktadır.
Gelişmiş kümelenmeler içinde bulunan işletmeler, uzmanlaşmış ve deneyimli bir işçi havuzu içinde bulunurlar. Bu imkan, işletmelerin işe alımlardaki arama ve işlem maliyetlerini düşürür ve zamanı kısaltır. Kümelenme çeşitli fırsatlar sunar ve çalışanların farklı yerlerde istihdam riskini düşürür, hatta diğer bölgelerdeki yetenekli çalışanları da kendine çeker. İyi gelişmiş bir kümelenme ayrıca diğer önemli girdilerin sağlanmasında da etkin bir yol sağlar. Böyle bir kümelenme derin ve özelleşmiş bir tedarikçi tabanına sahiptir. Uzak mesafedeki bir tedarikçiden kaynak sağlamak yerine yerel tedarikçileri kullanmak işlem maliyetlerini düşürecektir. Bu yapı, envanter ihtiyacını en aza indirecek, ithalat ve gecikme maliyetlerini ortadan kaldıracaktır. Fiziksel yakınlık iletişimi geliştirecektir, bu durum tedarikçiler için satış sonrası hizmetlerini sağlamalarını kolaylaştıracaktır.
Pazar, teknik ve rekabet bilgilerinin tamamı kümelenme içinde birikir ve üyeler bu bilgileri kullanabilirler. Ayrıca, kişisel ilişkiler ve topluluk bağları güveni tesis eder ve bilgi akışını hızlandırır. Bu koşular bilgiyi daha akıcı bir hale getirir.
Öte yandan kümelenme üyeleri arasındaki bağlar, parçalarının toplamından daha büyüktür. Örneğin, tipik bir turizm kümelenmesinde, ziyaretçilerin görüşleri sadece çevresel güzelliklerden etkilenmez, ayrıca oteller, restaurantlar, alışveriş merkezleri ve ulaşım kaynakları gibi tamamlayıcı işlerin kalitesi ve verimliliklerinden de etkilenir. Kümelenme üyeleri karşılıklı olarak bağımlıdırlar ve birisinin göstereceği iyi performans diğerlerini de iyi yönde etkileyecektir. Altyapı ya da eğitim programları gibi kamu kuruluşları tarafından yapılan yatırımlar, işletmelerin performanslarını geliştirebilir. İşe alınan çalışanların yerel programlarda eğitilmeleri, eğitim maliyetlerini düşürecektir. Sadece hükümetin değil, özel sektör içindeki işletmelerin eğitim programları, altyapı, kalite merkezleri, test laboratuarları gibi yapmış oldukları yatırımlarda kümelenme içindeki diğer şirketlerin performanslarını artıracaktır. Yerel rekabet oldukça motive edicidir. Benzer şirketlere olan yakınlığın oluşturduğu baskı, rekabetçi olmayan ya da doğrudan rekabet etmeyen şirketler arasında olmaya nazaran rekabetçi bir baskı oluşturur. Toplum içinde iyi gözle bakılmak arzusu kümelenme içindeki şirketlere diğerlerini yarışta geride bırakma isteği kazandırır.
Kümelenmeler, ayrıca, işletme performanslarının değerlendirilmesini de kolaylaştırır. Yerel rakipler, benzer işgücü maliyetleri ve yerel pazarlara erişim imkanı gibi genel koşullara sahiptirler ve kümelenme içindeki işletmeler benzer faaliyetler gerçekleştirmektedirler. Kümelenme içindeki işletmeler tipik olarak kendi tedarikçilerinin maliyetleri konusunda ayrıntılı bilgilere de sahiptirler. Yöneticiler diğer yerel işletmeler ile maliyetlerini ve çalışanlarının performanslarını karşılaştırabilir. Yine, finansal kurumlar performansı takip etmede kullanılacak kümelenme ile ilgili bilgileri toplayabilirler.
Üretkenliğin geliştirilmesine ek olarak, kümelenmeler işletmelerin yenilikçilik becerilerinde de önemli bir rol oynar. Örneğin, bilişim kümelenmesi içinde bulunan bilgisayar şirketleri müşteri gereksinimlerini ve isteklerini diğer bölgelerde bulunan şirketlerle karşılaştırılamayacak derecede hızlı bir şekilde karşılarlar. Kümelenme içindeki diğer şirketler ve kurumlarla olan ilişkiler, şirketlerin teknoloji geliştirmek, parça ve makine erişimi, hizmet ve pazar kavramları gibi konuları erken öğrenmelerine yardımcı olur. Bu tarz bir öğrenme, ziyaretler ve çoğunlukla yüz yüze temas yolu ile gerçekleştirilir.
Kümelenmeler, yenilikleri görünür yapan fırsatlardan daha fazlasını sunarlar. Hızla hareket etmeyi sağlayan esnekliği ve kapasiteyi de sağlarlar. Kümelenme içindeki bir şirket genellikle yenilikçi çalışmalarında kullanacağı bir kaynağı hızlı bir şekilde elde edebilir. Yerel tedarikçiler ve ortaklar yenilik sürecine dahil olabilirler. Bu, müşterilerin gereksinimlerinin daha iyi karşılanmasını sağlayacaktır. Aksine kümelenme dışındaki bir şirket uzaktaki tedarikçiler ve diğer organizasyonlar ile koordine edeceği faaliyetlerde önemli zorluklar ile karışılacaktır.
Özetlemek gerekirse kümelenmeler; şirketler arası ilişkinin nasıl düzenlenmesi gerekir, üniversite gibi kurumlar rekabet başarısına nasıl katkıda bulunur ve hükümet ekonomik gelişimi ve kalkınmayı nasıl teşvik eder hakkındaki geleneksel düşünce biçimine yeni bir yol sunmuştur. Bu bağlamda, kümelenmelerin üyelerine sağladığı yararlar:
- yeni ve tamamlayıcı teknolojiye erişim;
- sinerji ekonomisini ya da karşılıklı bağımlı faaliyetler ekonomisini elde etmek;
- riskleri yaymak;
- tedarikçiler ve kullanıcılar ile ortak Ar-Ge çalışmaları yapmak;
- rekabeti düşürebilmek için savunmacı bir yaklaşım;
- tamamlayıcı varlık ve bilginin birleştirilmiş kullanımından sağlanacak karşılıklı faydaları elde etmek;
- öğrenme sürecini hızlandırmak;
- işlem maliyetlerini düşürmek;
- pazar içinde giriş bariyeri oluşturmak ya da bariyerlerin üstesinden gelebilmek
başlıkları altında değerlendirilebilirler.
2. Kümelenme ve Yenilikçilik
Üretkenliğin geliştirilmesine ek olarak, kümelenmeler işletmelerin yenilikçilik becerilerinde de önemli bir rol oynar. Örneğin, Silikon Vadisinde ve Austin’de bulunan bilgisayar şirketleri müşteri ihtiyaçlarını ve isteklerini diğer bölgelerde bulunan şirketlerle karşılaştırılamayacak derecede hızlı bir şekilde karşılarlar. Kümelenme, ayrıca şirketlerin teknoloji geliştirmek, parça ve makineye hızlı erişim ve pazarın durumunu en önce öğrenme gibi konularda da üyelerine avantaj sağlar. Bu tarz bir öğrenme ziyaretler ve çoğunlukla yüz yüze temas yolu ile gerçekleştirilir. Kümelenmeler, yenilikleri görünür yapan fırsatlardan daha fazlasını sunarlar. Hızla hareket etmeyi sağlayan esnekliği ve kapasiteyi de sağlarlar. Kümelenme içindeki bir şirket genellikle yenilikçi çalışmalarında kullanacağı bir kaynağı hızlı bir şekilde elde edebilir. Yerel tedarikçiler ve ortaklar yenilik sürecine dahil olabilirler; bu müşterilerin gereksinimlerini daha iyi karşılanmasını sağlayacaktır. Aksine kümelenme dışındaki bir şirket uzaktaki tedarikçiler ve diğer organizasyonlar ile koordine edeceği faaliyetlerde önemli zorluklar ile karışılacaktır (Bulu ve Eraslan, 2004).
3. Sonuç
Alfred Marshall’ın ilk defa 1890’da bahsettiği ekonomik yoğunlaşmalar, Porter’ın 1990 yılında ilk defa bahsettiği ve 1998 Harvard Business Review makalesi ile detaylarını açıkladığı üzere kümelenme adını almış ve daha sonra bir çok araştımacının eser verdiği bir alana dönüşmüştür. Konunun keşfedilmemiş noktalarının çokluğu ile günümüz araştrmacıları için kümelenme yaklaşımı alanında hala oldukça geniş bir araştırma alanı vardır. Özellikle kümelenmelerin tanımlanması, yenilikçilik ve kümelenmeler, yerel kalkınma ve kümelenmeler üzerinde çalışma bekleyen alanlar olarak görünmektedir. Son on yılda popüler hale gelen kümelenme yaklaşımı, devletlerin kalkınma girişimlerinde ana yaklaşımı oluşturur hale gelmektedir. Yatırımcılar için yatırıma ve yatırım yerine karar verirken önemli bir kriter haline gelmiştir. Küresel rekabette artık firmalar rakip firmaları analiz ederken onların içinde yer aldıkları kümelenme ile birlikte bu analizi gerçekleştirmek zorundadırlar. Çünkü, artık rekabet kümelenmelerin birbirleri arasında yapılmaktadır (Bulu ve Eraslan, 2004).