Share This:

Depreme Karşı İç Mekan Donatılarındaki Çözümlemeler

Öğr.Gör.Göksel Ulay
g.ulay@yyu.edu.tr

Özet

Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığı için birçok aktif fay hattı üzerinde olduğu ve geçmişte birçok deprem yaşandığı bilinmekle birlikte yakın gelecekte de benzer şiddetlerde depremlerin olabileceği ihtimali üzerinde durulmaktadır. Deprem sonrasında yapılan araştırmalarda uygun olmayan bina yapısı ve iç mekan düzenlemeleri gibi önlenebilir birçok faktörün çok sayıda can ve mal kaybına neden olduğu bilinmektedir. Bildiride deprem sonrası iç mekanlara yönelik yapılmış az sayıdaki bilimsel çalışmalar, depreme yönelik tasarlanan özel mobilyalar ve mobilyalarda kullanılabilecek aksesuarlar depreme karşı alınacak tedbirler çerçevesinde incelenmiştir. Sonuç olarak; mobilyaların tasarım, konstrüksiyon, malzeme, aksesuar, montaj vb. konulardan kaynaklandığı düşünülen risk faktörleri ortaya konularak, çözümlere yer verilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Mobilya, Sabitleme, Aksesuar, Deprem. 

Abstract

To take part in the earthquake zone in Turkey many active earthquake fault line that has in the past been known to be over and for the foreseeable future likely to be similar to the intensities of earthquakes are discussed. After the earthquake the building structure and interior arrangements are not appropriate studies can be avoided, such as the loss of life and property caused by many factors known to many. To take measures in order to minimize these losses are inevitable. The statement after the earthquake a few scientific studies have been made for interiors, furniture used in this type of earthquake furniture and accessories specially designed for the measures to be taken against earthquakes examined in mind. As a result, furniture design, construction, materials, accessories, installation, after-sales service, and risk factors are thought to originate in space, putting forward the issues of placement, their analysis, are given for the removal.

Key Words: Furniture, Settlement, Assembly, Earthquake factor.

1.Giriş

Yer kabuğunun içindeki kırılmalardan ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzünü sarsmasına “deprem” denir(Atabey, 2000). Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’na göre (Şekil 1), %95’i deprem riski taşımakta olan ülkemizin %92’sinin deprem bölgeleri içerisinde olduğu, büyük  sanayi merkezlerinin %98’i ve barajlarımızın %93’ünün deprem bölgesinde bulunduğu bilinmektedir. Türkiye de son 58 yıl içerisinde depremlerden, 58.202 kişi hayatını kaybetmiş, 122.096 kişi yaralanmış ve yaklaşık olarak 411.465 bina yıkılmış veya ağır hasar görmüştür. Sonuç olarak denilebilir ki, depremlerden her yıl ortalama 1.003 vatandaşımız hayatını kaybetmekte ve 7.094 bina yıkılmaktadır (Aytöre, 2005). Ülkemizin %95’i deprem riski taşımakta ve yerleşim alanlarının dolayısıyla nüfusun çoğunluğu deprem bölgesinde bulunması, çarpık yapılaşma, toplumun bu konuda yeterli bilince ve bilgiye sahip olmaması, ülkemizde meydana gelen depremlerde can ve mal kaybının büyük boyutlarda olmasına sebep olmaktadır (Akut, 2008).

Şekil 1. Türkiye Deprem Haritası

Şekil 1. Türkiye Deprem Haritası (Akut, 2008)

İnsanoğlu ilk çağlarda kendini zorlu doğa koşullarından, yırtıcı hayvanlardan ve kendisine zarar verebilecek başka insanlardan korumak için ilk olarak mağara ya da barınak olan “konut”, sonraki adımlarda ise etraftaki malzemelerle oluşturulan kulübelere dönüştürmüştür. Kişinin temel ihtiyaçlarını karşıladığı mekanlar olan evler belli yerlerde yaygınlaşarak şehirleri oluşturmuştur(Demirbaş, 2008). Tarih boyunca yaşanan doğa olayları insanlar için tecrübe olmuş ve bu doğa olaylarına karşı farklı çözüm yöntemleri geliştirilerek farklı toplumlarda farklı konut kültürü oluşturulabilmiştir. Konut, barınma, iç mekan donatıları ve deprem kavramlarını bu çerçevede ele alınarak mekan içerisindeki donatıların incelenmesi ve konu ile ilgili yapılmış teknik ve bilimsel çalışmaların ortaya konulması önem arz etmektedir.

2.Materyal ve Yöntem

Bu çalışmada insanın bir günün yaklaşık 3/2’sini geçirdiği alanlar olan konutlarda kullanılan mobilyaların depreme karşı alınacak önlemler çerçevesinde; tehlikeli ve riskli kullanımları, gerekli teknik detayların verilerek depreme yönelik yeni tasarımları, malzemeleri, aksesuarları vb. çözümlemeleri ortaya konulmuştur. Bireylerin ve toplumun depremler karşısında fizyolojik ve psikolojik açıdan daha sağlıklı ve daha güvenilir mekanlar oluşturabilmeleri için mobilyalar özelindeki gerekli unsurların ortaya konulması amacıyla, yapılmış bilimsel çalışmaların incelenmesiyle uygulamaya dönük çözüm önerileri getirilmiştir.

3.Bulgular ve Tartışma

Mobilyaların taşıması gereken genel özellikler sağlamlık, ekonomiklik, fonksiyonellik, estetiklik, kolay üretilebilirlik ve son yıllarda ortaya çıkan geri dönüşebilirlik (yeşil mobilya) ve güvenli mobilya (depreme ve kazalara karşı) gibi özelliklerdir. Son zamanlarda yaşanan depremlerin olumsuz sonuçları incelendiğinde mobilyaların küçümsenemeyecek derecede önem arz ettiği görülmektedir. İç mekanlardaki mobilyaların deprem anında ve sonrasında sebep olduğu can ve mal kayıplarını vurgulayan bilimsel çalışmalar incelendiğinde; Aytöre(2005), depremde meydana gelen ölüm ve özellikle yaralanmaların önemli bir bölümü yapısal olmayan nedenlerle örneğin ev içindeki eşyaların üzerimize devrilmesi ile veya çıkış yollarımızı kapatıp kaçışımızı engellemesiyle meydana geldiğini belirtmiştir. Demiraslan(2005), en ufak bir sarsıntıda binalar yıkılmasa dahi mekan içindeki eşyaların devrilmesi ve çıkan panik sonucu çoğu insan zarar görmektedir. 1999 yılında meydana gelen Kocaeli ve Düzce depremlerinde sağlam kalan binalardan çıkan insanlarda bile mekandaki eşyaların devrilmesi sonucu yaralanmaların oluştuğunu bildirilmiştir. Aytöre(2005), Deprem ya da büyük sarsıntı gibi nedenlerden dolayı dengenin bozulması sonucunda mobilya üzerinde ortaya çıkan çökme ya da devrilme gibi etkenler, bazen mekânlardan çok insanlar ve öbür canlılara zarar verebildiğini bildirmiştir. Birinci(2004), 1999 İzmit depreminde hayatta kalan insanların maddi kayıplarının %30’unun mobilya, beyaz eşya, elektronik cihazlar ve değerli eşyaların oluşturduğunu tahmin edildiğini bildirmiştir. Demirbaş,(2008) Yaşanan depremlerden edinilen deneyimler göstermektedir ki iç mekânların örgütlenme biçimi, geometrisi, duvar-tavan ve döşeme bitiş yüzeyi, aydınlatma elamanları, donatılar ve aksesuarlarının depreme karşı güvenli mekânlar oluşturulmasında en önemli etkenler olduğunu bildirmiştir. Yapısal zararın gerçekleşmediği durumda iç mekânlarda yapılan hatalı tercihlerden dolayı can ve mal zararlarına veya kayıplarına uğramanın söz konusu olduğunu bildirmiştir. İşçi,(2008) Deprem yaşamış insanlara yönelik uygulanan ankette depremde en çok zarar gören mobilyalar, deprem öncesi ve sonrası insanların mobilyalar açısından aldığı tedbirler, deprem sonrası bulundukları konutlardan duyulan memnuniyet ve memnuniyetsizlik gibi önemli verileri ortaya çıkarmıştır. Sonuç olarak binalar kadar mobilyalarında depremde öldürücü etkileri olduğunu göz ardı edilmemesi gerektiğini bildirmiştir. Ertürk,(2003) deprem yaşamış insanlara uygulanan anket sonucuna göre, konut içindeki mobilyaların sabitleme oranlarındaki düşüklük depremi yaşamış insanların hala tam bir bilinçlilik içinde olmadığının açık bir göstergesi olduğunu bildirmiştir. Binalar kadar mobilyaların da öldürücü rol oynadığı bu felaketlerden en az zararla kurtulabilmek için bina planlaması ve yapımı sırasında veya mobilya üreticileri üzerinde bazı imalat sınırlamaları getirilerek zorlayıcı tedbirler alınması gerektiğini belirtmiştir. Yine bir başka çalışmada; Aytöre(2005) Can ve mal güvenliğimizi korumak için ev içinde alacağımız en etkili önlemlerin başında, devrilme riski olan dolap, gardırop, kitaplık, büfe ve buzdolabı gibi eşyaların deprem güvenliğine uygun özel bağlama elemanları ile doğru bir şekilde sabitlenmesi gerektiğini önermiştir. Bu çalışmalardan hareketle mobilyaların güvenli kullanımlarına detaylar verilmiştir.

Şekil 2. Gardırop duvar bağlantı elemanları(A-B),(Parkzon,2012)

Şekil 2. Gardırop duvar bağlantı elemanları(A-B),(Parkzon,2012)

Yatak odalarında bulunan ve ortalama ölçüleri 250x210x60 cm olan ve depremde insanların üzerine devrilerek yaralanmalar veya ölümlere neden olan elbise dolaplarının duvar bağlantı biçimleri maliyet, montaj, estetik, sağlamlık, kullanım kolaylığı bakımından kullanıcıların kolaylıkla uygulayabileceği bir tekniktir.

Şekil 3. Gömme Gardırop ve Portmanto uygulamaları (A-B-C)

Şekil 3. Gömme Gardırop ve Portmanto uygulamaları (A-B-C)

Konut iç mekanı uygun ise Şekil 3’deki A,B,C uygulamaları gibi gömme dolap uygulamaları ve bu dolaplarda kapakların sürgülü (raylı) olması daha güvenilir ve tercih edilebilir uygulamalardır. Aytöre(2005), dolap kapaklarının özel güvenlik kilitleri ile devamlı kapalı konumda tutulması gerektiğini bildirmiştir. Şekil 3’de gardırop vb. için üretim çözümlemeleri, uygun aksesuar ve detaylar verilmiştir.

Şekil 4. Kapak sabit tutturma uygulamaları (A-B-C).

Şekil 4. Kapak sabit tutturma uygulamaları (A-B-C)

Şekil 4,5,6,7,8,9’da kapakları kapalı konumda sabit tutturma uygulamaları verilmiştir. Bu uygulamalar sayesinde deprem gibi sarsıntılarda dolap kapaklarının aniden açılması önlenerek kazaları minimize edilebilmektedir.

Şekil 5. Kapak sabit tutturma uygulamaları (A-B-C)

Şekil 5. Kapak sabit tutturma uygulamaları (A-B-C)

Kapakların ani bir şekilde açılmasıyla içindeki malzemelerin dökülmesi ve düşmesiyle oluşabilecek zararlar önlenebilecektir. Günümüzde bu tür uygulamalar daha çok uçak, lüks yat/tekne, gemi, karavan, otobüs vb. hareketli araçların iç dekorasyonundaki mobilyalarda kullanılmaktadır. Depreme yönelik önlemler çerçevesinde bu tür çözümlemeler konut mobilyalarında da rahatlıkla kullanılabilir.

Şekil 6. Kapak sabit tutturma uygulamaları (A-B-C)

Şekil 6. Kapak sabit tutturma uygulamaları (A-B-C)

Mıknatıslı ve çıtçıtlı kapak aksesuarları kapakların deprem gibi ani hareketlerde veya çocukların kolayca açabileceği kapakları güvenli bir şekilde sürekli kapalı tutmayı sağlayan gereçlerdir. Bu aksesuarların seçiminde kapak ebatları ve ağırlığı göz önünde tutularak uygun aksesuarın tipi ve sayısı belirlenmelidir. Çıtçıtlar ve mıknatısların dışında kapaklarda kullanılabilecek bir diğer aksesuarlar ise şekil 7 ve 8’deki bas-aç sistemi ile çalışan kilitli-kulplardır. Bunlar mıknatıslı çıtçıtlara göre daha sağlam ve uzun ömürlüdür.

Şekil 7.Ayna, Duvar Saati ve Tabloların duvar bağlantı elemanları(A-B-C-D) Hafele,2012.

Şekil 7.Ayna, Duvar Saati ve Tabloların duvar bağlantı elemanları(A-B-C-D) Hafele,2012.

Ayrıca bu aksesuarlar bir kapakta uygulandığında ayrıca ilave bir kulp takmaya gerek kalmamaktadır. Kulp ve kilit işlevini bir arada karşılayan bu tür aksesuarlar estetik, düşük maliyet ve sağlamlık açısından uygundur. Marina sektöründe yat dekorasyonunda kullanılan tüm dolap kapaklarında uygulanan bu yöntemi depreme karşı mobilyalar için alınacak önlemler arasında yer bulması gerektiği tasarımcıların, üreticilerin ve ARGE, ÜRGE birimlerinin dikkatine sunulmaktadır.

Şekil 8. Kapakta bas-aç sistemli kilitli-kulp uygulamaları (A-B)

Şekil 8. Kapakta bas-aç sistemli kilitli-kulp uygulamaları (A-B)

İçerlek, yarım binili ve tam binili kapaklarda aynı aksesuarların montaj detayları yer almıştır. Şekil 9’da görüldüğü gibi farklı kapaklara ait detaylara yer verilmiştir.

Şekil 9. Kapakta kilitli-kulp uygulamaları (A-B-C)

Şekil 9. Kapakta kilitli-kulp uygulamaları (A-B-C)

Şekil 8 ve 9’da verilen kapak kilit sistemleri ve daha farklı birçok model mevcuttur.

Kapaklı mobilyalarda alınacak önlemlerin yanında çekmeceli mobilyalarda da çekmece tutucu aksesuarlar kullanılmaktadır. Çekmecelerin deprem vb. durumlarda veya küçük çocukların açarak kaza riski oluşturmasını önlemek için kapalı konumda tutturma aksesuarları ve kilitli çekmece rayları da mevcuttur.

Şekil 10. Şifoniyer duvar bağlantı elemanları (A-B)

Şekil 10. Şifoniyer duvar bağlantı elemanları (A-B)

Şifoniyer vb. mobilyaların boyları yüksek olmamasına rağmen derinlikleri az olduğunda devrilme riski artmaktadır. Bu riskleri minimize etmek için şekil 10 ve 11’deki duvar bağlantı sistemi ile sabitlenmesi gerekir.

Şekil 11.Çocukların şifoniyer kullanımı ve kazalar (A-B)

Şekil 11.Çocukların şifoniyer kullanımı ve kazalar (A-B)

Ayrıca bu tür mobilyaların çocukların alt çekmeceleri çekerek üzerine çıkıp üst çekmecelere tutunması ile mobilyanın öne doğru devrilerek altında kalma ihtimalini ortadan kaldırabilecektir. Bu tür önlemler iç mekânlarda kullanılan kiler, kitaplık, büfe, portmanto, konsol, vitrin, tv ünitesi gibi yüksekliği fazla ve derinliği az olan mobilyaların tamamında uygulanabilir. Ayna, tablo, duvar saatlerinin güvenli olarak duvarlara asılmasına Şekil 12’de yer verilmiştir

Şekil 12. Ayna, Duvar Saati ve Tabloların duvar bağlantı elemanları(A-B-C-D)

Şekil 12. Ayna, Duvar Saati ve Tabloların duvar bağlantı elemanları(A-B-C-D)

Tablo, duvar saati, resim çerçevesi gibi donatıların koridorda ve antreler de yer aldığı düşünülürse deprem anında kaçış noktalarının kapanması veya kaçış anında zararlara neden olabildiği için bu alanlarda kullanılan donatılar çok önem arz eder.
İç mekân mobilyalarında kullanılabilecek duvar bağlantı elemanlarının seçiminde göz önüne alınacak faktörler mobilyanın en, boy, derinlik ve mobilyanın ağırlığı, ağırlık merkezi gibi parametrelerdir. Bu noktalar göz önüne alındığında ihtiyacı karşılayabilecek bazı mobilya bağlantı sistemleri Şekil 13’de verilmiştir.

Şekil 13. Donatı bağlantı elemanları ve kapak kilitleri

Şekil 13. Donatı bağlantı elemanları ve kapak kilitleri

Şekil 13’deki aksesuarlar mekan içinde kullanılan birçok donatıya uygulanabilir. Buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinesi, TV, bilgisayar, kiler, vitrin, kitaplık, gümüşlük, elbise ve mutfak dolapları, portmanto, şifoniyer, tablo vb. uygulamalarda üreticiler veya kullanıcılar tarafından temin edilerek kolaylıkla uygulanabileceği donatılardır. Ülkemizde depreme yönelik güvenli mobilya tasarımları kısıtlıda olsa mevcuttur. Örneğin üniversite öğrencileri güvenli yatak tasarımını Tırtıl, İstiridye ve Uzay’dan esinlenerek üç farklı modeli tasarım dersleri kapsamında yenilikçi bir yaklaşımla ortaya çıkarmışlardır.

Şekil 14. Depreme yönelik tasarlanan güvenli yatak modelleri (A-B-C)

Şekil 14. Depreme yönelik tasarlanan güvenli yatak modelleri (A-B-C)

A modeli Tırtıl’ın koza haline gelmeden önceki görünüşünden yararlanarak ortaya konmuştur. Deprem esnasında içinde bulunan sensörlerle yatağın tırtıl fonksiyonu veren kabuk dokuları öne doğru hareket etmesiyle çalışıyor. B modeli olan İstiridye modelinde ise yine içinde bulunan sensörler vasıtasıyla üzerinde bulunan kapak kapanmasıyla çalışır. C modeli olan Uzay yatak ise uzay filmlerinden esinlenilerek tasarımı gerçekleştirilmiş. Deprem esnasındaki titreşimlerde sensörler harekete geçerek kapanıyor. Bu üç yatak modelinde de insanlar on gün boyunca rahatlıkla yaşamını sürdürülebileceği bildirilmiştir. Bu tür deprem yatakları çok dayanıklı ve sağlam olan titanyum karışımlı sert çeliklerden imal edilmesi planlanmıştır (Kenthaber, 2012).

4.Sonuç ve Öneriler

İç mekan mobilyalarının deprem anında ve sonrasında veya çocukların beklenmedik hareketleriyle ortaya çıkabilecek zararları minimize etmek için öncelikle mobilyaların şekil 2, 3, 10, 11, 12’de vb. sabitlenmesi ve duvarlara bağlanması önem teşkil etmektedir. Ayrıca mobilya imalatında kontrplak ve diğer ağırlığı fazla olan levhaların yerine, yat mobilyalarında kullanılan ahşap petekli ve köpüklü kompozit paneller %40-70 daha hafif, esnek ve uygun direnç özellikleri olan Güler ve Ulay, (2009;2010), Ulay ve Güler (2010) levhaların kullanılması kaza risklerini ve zararlarını azaltabilir. Ağırlığı fazla olan mobilyalar yerine hafif levhalardan oluşan mobilyalar tasarlanması, üretilmesi ve uzman teknik personeller tarafından ev içi montajlarının yapılması önerilmektedir.

Şekil 2-13 arasındaki detaylarda kullanılan sabit tutturma ve kilit mekanizmalarının dinamik kuvvetler ile karşı karşıya olan yat, gemi, tren, uçak, otobüs vb. araçlarda hareket esnasında kapakların kapalı kalmasını sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. Bu tür tümleşik kilitli kulp vb. depreme yönelik alınacak tedbirler çerçevesinde konut mobilyalarında da kullanımının uygun olduğu tespit edilmiştir.

Depremde beyaz eşyaların daha az zarar gördüğü saptanmış olsa da ankastre mobilyaların yaygınlaşması gerekir. Ertürk (2007)’ün yaptığı çalışmada bina planlaması sürecinde ve yapımı sırasında veya mobilya üreticileri üzerinde bazı imalat sınırlamaları getirilerek zorlayıcı tedbirler alınması gerektiği vurgulanmıştır.

Türkiye’nin deprem sonrasında mobilyaların neden olduğu can ve mal zararlarını azaltmaya yönelik ülke çapında önlemler alınması kaçınılmaz bir durumdur. Bu amaç doğrultusunda mobilya tasarımcılarının ve üreticilerinin üzerine düşen görevler arasında depreme yönelik “güvenli mobilya” ürünlerinin üretimi ve bu tür ürünlerin resmi kurumların desteği ve teşvikiyle farkındalık oluşturulmalıdır.

Depreme yönelik şekil 13 ve 14’deki yeni malzemeler gibi güvenli mobilya aksesuar kullanımının yaygınlaştırılması ve bu tür ürünlerin kullanımı için yeni standartlar getirilerek bunların kullanımına uygun konut tasarımları önerilmektedir.

Kaynakça

Atabey, E., (2000), Deprem, MTA Eğitim Serisi, No:34, Ankara.

AKUT Arama Kurtarma Derneği, (2008), “Deprem Eğitimi El Kitabı, Akut Yayın Kitaplığı, No:4, İstanbul.

Aytöre, S, O., (2005), Depolama ve üretim biçimleri açılarından seri üretilen mobilyaların deprem karşısında insan üzerindeki etkileri, Deprem Sempozyumu, Kocaeli.

Demirarslan, D., (2005), Türk ve Japon konut iç mekanlarında depremsellik açısından konut ve eşya kullanım alışkanlıklarının irdelenmesi, Deprem Sempozyumu, Kocaeli.

Demirbaş, Ç.,(2008), Deprem bölgesi konutları için iç mekanların güvenlik analizi ve çözüm önerileri, Y. Lisans Tezi, FBE, İç Mimarlık ABD, KTÜ.

Ertürk, F.,(2003), 17 Ağustos 1999 İzmit depreminde evi zarar gören ailelerin geçici ve kalıcı konutlardaki yaşamlarının bina-mobilya açısından incelenmesi ve sonuçları, Kocaeli Üniversitesi., İç Mimarlık, Y.Lisans Tezi.

Ertürk, F., (2007), İzmit depreminde evi zarar gören ailelerin, geçici ve kalıcı konutlardaki yaşam serüvenlerinin bina-mobilya açısından incelenmesi, Uluslararası Deprem Sempozyumu, Kocaeli.

İşçi, C.,(2008), Deprem nedir ve nasıl korunuruz ?, Yasar Üniversitesi- Journal of Yasar  University, 3(9), 959-983.

Kalınkara, V. Salman, M., Özmete, E., Arpacı, F.,(1998), Üreticilerin mutfak donanımına ilişkin bilgi düzeyleri: ergonomik yaklaşım, 6. Ergonomi Kongresi, MPM Yayınları, No:622. Ankara Üniversitesi.

Güler, C., Ulay, G., (2009), Petekli (Honeycomb) Kompozit Levhalar, Mobilya Dekorasyon Dergisi, Sayı:90, 78-96.

Güler, C., Ulay, G., (2010), Köpüklü Kompozit (Sandviç) Levhaların Bazı Teknolojik Özellikleri, SDÜ, Orman Fakültesi Dergisi, Seri:A, No: 2, 88-96.

Hafele, (2012), Mobilya Aksesuar Katalogu, 4.bölüm, Kilitler, Mıknatıslar, Çıt-Çıt.

Ulay, G., Güler, C., (2010), Köpüklü (Poliüretan) ve Petekli (Honeycomb) Kompozit Lamine Malzemelerin Bazı Teknolojik Özelliklerinin İncelenmesi, Kaynaşlı MYO, Ulusal MYO Öğr. Semp. Bildiri Kitabı, 80.

Uluğ, M. Murat, (2005), Deprem öncesi ve sonrası kalıcı ve geçici olabilen yapılar için bir model önerisi, Deprem Sempozyumu, Kocaeli.

http://www.kenthaber.com/karadeniz/duzce/Haber/Genel/Normal/deprem-yatagi-uretildi/b962194c-0135-44e5-8772-66b55ed45994, Son erişim:23/12/2012

http://www.parkzon.com.tr/deprem/urun-detay.aspx?KId=1&UId=5, Son erişim tarihi: 12/12/2012.


5846 sayılı ilgili yasa gereği kaynak göstermeden alıntı yapmayınız.


 ll.Ulusal Mobilya Kongresinde Poster bildiri olarak sunulmuş ve bildiriler kitabında tam metin olarak yayımlanmıştır.

Ulay, G., “Depreme Karşı İç Mekan Donatılarındaki Çözümlemeler”, ll. Ulusal Mobilya Kongresi (Poster), Bildiriler Kitabı, Sayfa: 618-627, Pamukkale Üniversitesi, 11-13 Nisan 2013, Denizli.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir