Share This:

Orman Ürünleri Endüstrisinde Verimlilik Paradoksu

Dr. Sabit Tunçel,
Prof. Dr. K. Hüseyin Koç
www.sabittuncel.com

Özet

Günümüzde gelişen teknolojinin ana hedefi üretimde verimliliği arttırmaktır. Ancak yeni teknolojilerle birlikte üretim sürecinde beklenen iyileşme bunları kullanacak olan iş gücünün gelişime ayak uydurmasına da bağlıdır. Çalışanların teknolojinin değişimine uyum sağlaması yani yeni yapıyı öğrenerek hayata geçirmesi belirli bir süreyi almaktadır. Kısacası teknolojik gelişim verimliliği arttırırken iş gücünün bu teknolojiye olan uyumsuzluğu verimsizliğe neden olmakta ve bu durum bir paradoks oluşturmaktadır. Günümüzde verimlilik paradoksu olarak anılan bu kavram, teknolojinin yaygınlaşması için gösterilen gayrete rağmen beklenilen verimlilik artışının istenilen düzeyde elde edilememesi ile açıklanmaktadır. Her sektörün ve her ülkenin teknolojik gelişimi ve buna bağlı olarak oluşacak olan yeni yönetim modelini benimsemesi, o sektörün ve o ülkenin teknolojiyi algılaması ve tabana gerektiği şekilde yayma yeteneği ile ilgilidir. Bu yeteneğin geliştirilmesi özel bir ilgiyi ve eğitim sürecini gerektirmektedir.

Bu çalışmada teknolojiyi yakından takip eden ancak bunu yeterince etkin kullanamayan orman ürünleri endüstrisinde verimlilik beklentilerinin istenilen düzeyde olmamasının nedenleri irdelenecek, örnek bir işletmede yapılan inceleme sonuçları tartışılarak bu paradokstan nasıl çıkılabileceği ile ilgili görüş ve değerlendirmelere yer verilecektir.

Anahtar Kelimeler: Verimlilik paradoksu, teknolojik gelişim, orman endüstrisi, mobilya

1. Giriş

Yaygın tanımı ile verimlilik, üretim miktarının üretim unsurlarına oranı olarak tanımlanmaktadır. Yani işletmenin bir ürünü üretmek için harcadıkları (Girdi) ile elde ettiği sonucun (Çıktı) arasındaki oran ne kadar büyük ise işletme o kadar karlı olacaktır. Diğer bir bakış açısı ile üretimde ki girdileri aşağıya çekebildiğimiz ölçüde karlılığımız artacaktır. Daha geniş anlamda baktığımızda verimlilik ekonomik amaçlara ulaşmada araçların duyarlılık ve etkinliğini ölçen soyut bir kavram olarak tanımlanmaktadır (EKODIALOG,2017).

İşletmelerde verimlilik denildiğinde ilk akla gelen iş gücü verimliliğidir. Oysaki bu kavram çerçevesinde üretimin gerçekleşmesini sağlayan tüm unsurların fonksiyonunu yerine getirmesinde harcadığı zaman, enerji, güç vb. tüm etkenlerin verimliliği düşünülmelidir. İş gücü verimliliğinin ön plana çıkması ise kolay ölçülebilen ve müdahale edilebilir olmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca diğer etkenlerin ölçümlenmesi iş gücüne göre daha zor olması nedeni ile kolay olana öncelikle müdahale edilmektedir. İşletmelerin verimliliği, iş gücü, malzeme ve makine birim zamanındaki üretim miktarı olarak ele alınmaktadır, buna göre;

İş gücü verimliliği = Birim zamandaki üretim miktarı / İş gücü miktarı

Bu denklem sonucunda birim adam zamanda ki üretim miktarına ulaşılmaktadır. Verimliliği arttırmak için harcanan iş gücünün düşürülmesi, buna karşılık birim zamanda daha fazla üretim yapılması gerekmektedir. Üretim sayısında ki artışı sağlayabilmek için prosesteki işlem sayısını azaltmak veya kayıp zamanları minimize etmek gerekmektedir. Ancak bunlar yapılırken ürün kalitesinden taviz vermeyecek yöntemi geliştirmek esas olmalıdır. Yapılacak olan çalışmalar ile verimliliği arttırmış olmak aslında nihai çözüm olmamakta buna karşın ürüne olan talebinde arttırılması gerekmektedir. Aslında biz verimliliği ne kadar arttırırsak bir o kadar da arzın artacağı dolayısıyla tüketimi cazip hale getirerek talebi de arttırmak gerekmektedir. Kısacası bu kısır döngü ciddi bir paradoks oluşturmaktadır.

2. Verimlilik Paradoksu

W. Skinner’a göre verimlilik kavramının çok fazla insan üzerine odaklanmış olması yanlıştır. Zira bu yanlışlığın sonunda kişi ve kurumlar sadece üretime odaklanmaktadır. Oysaki enerjilerini daha verimli alanlara ayırsalar işletme açısından çok daha karlı olacaktır Verimlilik denildiğinde genel bakış açısı, çalışan sayısını ve genel giderleri sabit tutarak çıktıyı arttırma çabasıdır. Bu da direkt işçilik maliyetlerine odaklanmış anlamına gelmektedir. Aslında üretim alanındaki tecrübeler şunu gösteriyor. Her zaman için üretimde 40-40-20 kuralı geçerlidir. Yani üretim işletmelerinde rekabet avantajı %40 üretim yapısından, %40’ı üretim süreçleri ve teknolojisi, sadece %20’si ise çalışan kaynaklıdır. Ayrıca yalnızca maliyet azaltmak için yapılan verimlilik çalışmaları firmanın rekabet etmek için geliştireceği farklı stratejileri de olumsuz etkileyebilir (Skinner,1986).

Verimlilik kavramının odağında yer alan maliyetlere vurgu, işletmenin yöneticilerinin yanlış hedeflere odaklanmasına neden olmaktadır. Bu şekli ile de kaçınılmaz olarak kontroller doğrudan emek üzerine odaklanmaktadır. Verimlilikteki sapmalar emek üzerinden hesaplanmakta her zaman müşteri hizmetleri, teslimat zamanları, kalite ve stok devir hızları ikici plana atılmaktadır. Kısacası toplam maliyetin küçük bir bölümünü oluşturan emek maliyetine odaklanmak firmayı basit hedeflere yönlendirmektedir.

Üretim işletmelerinde verimliliği arttırmak için yalın üretim teknikleri, iş akışı ve malzeme hareketleri analizi, bilgisayar kontrollü iş akış sisteminin kurulması, günlük performans raporları ve buna göre kapasite planlama yöntemleri geliştirilir uygulanır. Ancak tüm bunlar bir sonraki aşamada çok daha iyi hale gelmelidir. Bunun iyileştirilmesinde teknolojiden faydalanma yoluna gidildiğinde geliştirilen bilgi işlem programları ile daha iyi izlenebilir şekle getirilerek rakiplerden bir adım öne geçerek karlılığı artacaktır. Ancak sistem standart hale geldikten sonra rekabet için fiyatlar aşağıya çekilecek dolayısıyla karlılık düşecektir. Karlılığı yükseltmek için verimliliği veya getiriyi arttıracak yeni yöntemler geliştirilmek zorunda kalınmaktadır. Bu örnek teknolojik gelişim veya iş yapış yöntemlerindeki değişim olarak da örneklendirilebilir. Ama sonuç her zaman aynı olacaktır. İlk uygulamada yüksek karlılık, daha sonra standart hale gelmesi ve rekabet nedeni ile karlılık kaybı olacaktır. Şekil 1.’de verilen Oz’un beş aşamalı IT verimlilik döngüsü’de bunu net olarak açıklamaktadır.

Şekil 1

Şekil 1. Verimlilik Döngüsü (Kaynak: E.Oz,2004)

H.Bülbül’ün araştırmasında, firmaların bilgi teknolojilerini (BT) kullanıyor olması veya BT geçmesinin verimliliklerine bir katkısının olmadığını gösterir bulgular elde ettiğini ifade etmektedir. Buna karşın yaptıkları çalışmanın sonuç bölümünde BT’nin yenilik performansı üzerine doğrudan etki yaptığı gözlenmiştir (H.Bülbül,2015).

3. Orman Ürünleri Endüstrisinde Verimlilik

Orman ürünleri endüstrisi incelendiğinde plansız yatırımlar ve ölçek bazında plansız büyüme firmaların verimsizi ve yüksek fireler ile çalışmasına neden olmaktadır. Rekabetin üst seviyede olduğu böyle bir sektörde işletme olarak dinamik olmak önemli. TÜİK verilerine göre mobilya sektörünün 2015 yılındaki ihracattan aldığı pay %1,58 seviyelerindedir. Kapasite kullanımı ise %55 seviyelerinde seyretmektedir. Bu verilerde gösteriyor ki çeşitli nedenler ile tam kapasite çalışamayan mobilya sektörü büyük oranda kapasite açığına sahiptir. Bu açık yapılan plansız yatırımların eseri olup, işletme girdilerinin de verimsiz kullanıldığına işaret etmektedir.

Birçok işletmede verimlilik kavramı sadece üretimdeki verilerin analizi olarak algılanmaktadır. Oysa ki; işletmenin tüm girdileri (enerji, malzeme, iş gücü vb.) bu kavram çerçevesinde ele alınmalı ve analiz edilmelidir. Tunçel ve Burdurlu’nun çalışmasında, mutfak mobilyası üretimi yapan bir tesiste proje hazırlama ve iş emirlerinin oluşturulmasında harcanan zamanın bilgisayar teknolojileri kullanılarak yapılması durumunda zaman ve çalışan tasarrufu ile ilgili şu verilere ulaşılmıştır.

200 takım mutfak dolabı için yapılan işçilik analizinde Tablo 1.’de verildiği üzere A işletmesinde toplam hazırlık süreci zamanı 1450 dk. olmasına rağmen, süreç aşamalarında birden fazla çalışan olduğundan işçilik zamanı 2890 dk’ ya çıkmaktadır. B ve C işletmelerinde farklı bilgisayar teknolojileri kullanılması ancak süreç aşamaları gerçekleştirilirken sadece bir adet bilgisayar operatörü kullanılması nedeniyle, hazırlık süreci toplam zamanı ile toplam işçilik zamanı farklılık göstermemektedir. B işletmesinde bu zamanlar 370 dk. ve C işletmesinde 60 dk.’dır. bu verilerden de görüldüğü üzere işletmelerin teknoloji kullanım seviyesinin artması ile çıktıya ulaşma süresi kısalmaktadır. Buna karşın sistemin devamlılığı adına daha fazla iş yüküne ihtiyaç duyulmaktadır.

Örnek üzerinden devam ettiğimizde C işletmesinin B işletmesine göre çalışanların verimliliği açısından 6 kat daha fazla iş yükü ve bunu üretebilecek kapasiteye sahip olması gerekmektedir. Eğer bunu sağlayamaz ise bu yatırım anlamını yitireceği gibi çalışanların atıl kalmasına neden olacaktır.

Tablo 1.

Tablo 1. İşletmelere göre üretim hazırlık süreci aşamalarının gerçekleşme zamanları ve işçilik zamanları (Kaynak: Tunçel ve Burdurlu, 2002)

3.1. Saha İncelemesi

Verimlilik adına yapılan her yeni yatırım işletmeyi ileriye taşıdığı gibi, işletmenin iş yükünü dengelemesinde farklı problemlere neden olmaktadır. Bu çerçeve çeşitli göstergelere bakarak verimlilik değerlendirmesi yapabilmek amacıyla Türkiye’de faaliyet gösteren 10 mobilya firmasının verileri incelenmiştir. İncelenen işletmeler farklı büyüklük ve çalışan sayısında ancak benzer üretim yapısındadır.

İncelenen işletmeler çalışan sayısı, kapalı alanı makine tesisat değeri, kurulu güç gibi parametreler açısından değerlendiğinde Şekil 2 ve Şekil 3 de görüldüğü gibi her bir parametre için işletmeden işletmeye çok büyük verimlilik farkları görülmektedir.  Ahşap levhaları işleyerek kabin tipi mobilyalara dönüştüren bu işletmelerin bir yılda ne kadar ahşap levha işleyebildikleri değerlendirildiğinde; bir firma bir adam.saat işgücü ile 1 m2 den daha az levha işleyebilirken aynı yapıdaki bir başka firmanın 10 m2 levha işleyebilmesi, benzer teknolojik yapıdaki bir firmada birim makina tesisat değeri ile işlenen levha miktarlarının 4 kata kadar değişmesi, birim kapalı alanda yapılan işler arasında 18 kat fark olabilmesi, aynı şekilde birim kurulu güçle yapılan işler arasında işletmeden işletmeye 11 katlık farklar ortaya çıkması verimlilik odaklı bakıldığında işletmelerinde yapılabilecek iyileştirmelerin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

Şekil 2

Şekil 2. Mobilya işletmelerinin işgücü ve makine tesisat değerine göre işlem miktarları

Şekil 3

Şekil 3. Mobilya işletmelerinin kapalı alan ve kurulu güçlerine göre levha işleme miktarları

4. Sonuç ve Tartışma

İşletmelerin karlılık hedeflerine ulaşmasında, verimlilik ön plandadır. Ancak bunu yaparken firmalar hedeflerini doğru belirlemeli ve buna göre strateji tespit etmelidir. Özellikle yatırım gerektiren durumlarda fizibilite çalışması yapılarak analitik sonuçlar doğrultusunda gerekli harcamalar yapılmalıdır. İş süreçlerinin dengeli olması verimliliği yakından etkilemektedir. Süreçlerden herhangi birinde oluşacak birikmenin yaratacağı kaos geneli etkileyecektir.

Özellikle mobilya sektöründe yer alan orta ölçekli işletmelerin en önemli zaaflarından biri zamanında iş teslimatını gerçekleştirememe oranlarının yüksek olmasıdır. Sebebi ise üretim hattının dengelenmemiş olması ve tezgâh yüklerine göre verimlilik hesaplamalarının yapılmamasıdır. İş parçasının en kısa yoldan işlem görüp nihai noktaya ulaşması gerekmektedir. Bunun için hatların ara mesafeleri ve parça akışlarına uygun makine yerleşimi, aydınlatma, bilgi akışı vb. unsurlar dikkate alınarak planlama yapılmalı.

Her işletme alanında uzman olduğu konuda kendisini geliştirmelidir.  Böylece firmaların karlılığının arttıracağı gibi rekabette daha etkili olacakları açıktır.

Türkiye orman endüstri işletmelerinin ne kadar ihracat yaptıkları, karlılıkları elbette önemlidir. Bu açıdan son yıllarda önemli başarılar elde ettikleri de bilinmektedir. Ancak elde edilen başarıların sürdürülebilirliği verimlilik kavramına daha geniş bakılmasını ve önemli neden-sonuç analizlerinin yapılmasını da gerektirmektedir. Makina tesisat-teknolojik gelişim için ayrılan kaynakların geri dönüş süreleri, atıl kalan kapasiteler, ortaya çıkan yüksek orandaki atıklar, yeterince verimli kullanılamayan işgücü ve enerji gibi konular, üzerinde çalışılması gereken önemli verimlilik alanları arasındadır.


5846 sayılı yasa gereği lütfen gerektiği gibi kaynak göstermeden alıntı yapmayınız.!

Bu yayın Ulusal Ormancılık Kongresinde bildiri olarak sunulmuştur. Antalya, 2017

Kaynaklar

Bülbül,H.,2015. “Bilişim Teknolojilerinin Faydaları, Yenilik ve Genel Performans Arasındaki İlişki”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 33, s.19-33, 2015

EKODIALOG, 2017. Verimlilik Nedir, Verimlilik Çeşitleri, Verimlilik,  http://www.ekodialog.com/Konular/Verimlilik_nedir.html, (Ziyaret Tarihi: 24 O4.2017).

Oz, E., 2004. “Information Technology Productivity: In Search of a Definite Observation”, Information and Management, Vol.42, Issue 6, s.789-798, (2004)

Oğuz, S.,2014. “Bilgi Ekonomisinde Verimlilik Paradoksu”, Üretim Ekonomisi Kongresi, 2014

Skinner, W., 1986. “The Productivity Paradox”,  Harvard Business Review Temmuz 1986

Tunçel, S., Burdurlu, E, 2002. “Bilgisayar Teknolojilerinin Mobilya Endüstrisi Firmalarının Organizasyonel Yapılarına Etkileri” ZKÜ Teknik Eğitim Fakültesi, Teknoloji Dergisi, 2002

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir